YOKDİL Fen Bilimleri Sınavında Çıkmış Noun (İsim) Kelime Listesi
Aberration: Sapıtma, sapıklık, sapınç
Accord: Uyum, anlaşma, uzlaşma
Account: Açıklama, hesap
Acidification: Asitleştirme
Addendum: Ek, ilave
Additive: Katkı, katkı maddesi
Address: Adres
Advent: Geliş, varış, varma, gelme
Advice: Öğüt, nasihat, tavsiye
Affair: İş, mesele, konu
Affliction: Üzüntü, dert, ıstırap
Agency: Ajans, acente, aracılık
Agenda: Gündem, görüşülecek konular
Agent: Etken, vasıta
Agility: Çeviklik, atiklik, kıvraklık
Agronomist: Bilimsel tarım uzmanı
Aim: Amaç, gaye, emel
Allegation: İddia, sav, bahane
Alloy: Alaşım, karışım
Ally: Müttefik
Altitude: Yükselti
Ammonia: Amonyak
Amount: Miktar, tutar, toplam
Amphibian: Suda ve karada yaşayabilen, amfibi
Amplification: Büyütme, genişletme, yükseltilme
Amplitude: Genişlik, çokluk; genlik
Ancestor: Ata, cet
Antiquity: Antikalık, eskilik, eski uygarlık
Appendage: İlave, ek, katkı, uzantı
Area: Alan, bölge, yüzölçümü
Armour: Zırh
Ascendancy: Üstünlük, egemenlik, hüküm sürme
Ash: Kül
Aspect: Görünüş, görünüm, durum
Asset: Varlık, değerli şey, mal
Assortment: Sınıflandırma, ayırma; çeşitlilik
Author: Yazar
Avalanche: Çığ
Aviation: Havacılık
Axis: Eksen
Back: Sırt, arka, geri
Background: Özgeçmiş, geçmiş deneyimler
Ballast: Safra; balast, istikrar
Barrel: Fıçı, varil, namlu
Basin: Leğen, kâse
Basis: Temel, esas, kaynak
Battlefield: Savaş alanı
Bauxite: Boksit
Bay: Körfez, koy
Beeswax: Balmumu
Behaviour: Davranış
Belief: İnanç, iman, güven
Bench: Bank, sıra, kürsü
Benefit: Yarar, fayda, çıkar
Benign: İyi huylu, sevecen, iyi kalpli
Binomial: İki terimli, iki isimli
Blade: Bıçak ağzı; kılıç
Blanket: Battaniye, örtü
Blast: Şiddetli rüzgâr, rüzgâr
Bleach: Çamaşır suyu, ağartıcı
Block: Blok
Blood: Kan
Bolt: Cıvata; sürgü
Boot: Bot, çizme
Boundary: Sınır, hudut, limit
Brain: Beyin
Brake: Fren
Branch: Dal, şube
Brass: Pirinç, pirinçten yapılmış
Breadth: Genişlik, en; saha
Breakdown: Arıza, bozulma, sorun
Breakthrough: Buluş, atılım
Breeze: Meltem, esinti
Bridge: Köprü
Brink: Kenar, kıyı, eşik
Bronze: Bronz, tunç, bronz
Browser: Tarayıcı
Bubble: Kabarcık, hava kabarcığı, baloncuk
Budget: Bütçe
Bulk: Boy, cüsse, hacim, yığın
Bullet: Mermi
Bunker: Sığınak
Cable: Kablo, telgraf
Cage: Kafes, kuş kafesi
Candidate: Aday
Candle: Mum, kandil
Canister: Teneke kutu
Canopy: Kubbe, örtü, paraşüt
Cap: Kep, kasket, başlık, kapak
Capacity: Kapasite, hacim, verim
Captive: Esir, tutsak
Cardboard: Mukavva, karton
Carol: Şarkı, ilahi
Cartridge: Fişek; hartuç, kartuş
Cast: Oyuncu kadrosu
Catastrophe: Felaket
Caterpillar: Tırtıl, kurt
Cattle: Sığır ve davarlar
Caution: Dikkat, ikaz, uyarı
Cavity: Oyuk, çukur, boşluk
Cement: Çimento
Chamber: Oda, yatak odası, büro
Charge: Sorumluluk, yükleme, suçlama
Chunk: Yığın, külçe, topak
Circuit: Devre
Circumstance: Koşul, durum, olay
Citrus: Narenciye, turunçgillerden meyve
Clarity: Açıklık, berraklık, duruluk
Clay: Kil, toprak, çamur
Clerk: Kâtip, yazman, yazıcı
Client: Müvekkil, müşteri, alıcı
Climate: İklim, hava, bölge
Cloak: Pelerin, palto, manto
Clue: İpucu, iz, işaret, anahtar
Cluster: Salkım, demet, grup
Coal: Kömür, maden kömürü
Coalition: Koalisyon, birleşme
Code: Kod, şifre
Collar: Yaka, tasma
Colleague: Meslektaş, iş arkadaşı
Column: Kolon, sütun
Combat: Savaş, mücadele, çarpışma
Combustion: Yanma, tutuşma
Comeback: Dönüş, yeniden ortaya çıkma
Comet: Kuyrukluyıldız
Commentator: Yorumcu, maç spikeri
Commerce: Ticaret, iş, alım satım
Commission: Komisyon, görev, vazife
Commodity: Eşya, mal, emtia,madde,ürün
Community: Cemiyet, cemaat, topluluk
Compass: Pusula
Compatibility: Uygunluk, bağdaşma
Composite: Bileşik, karma, karışık
Compound: Bileşen
Concept: Fikir, görüş, kavram
Concern: İlgi, alâka, endişe
Conductivity: İletkenlik
Confidence: Güven, inanç, itimat, kendine güven
Conflict: Anlaşmazlık, çekişme, çarpışma,
Congestion: Kalabalık, izdiham, tıkanıklık
Consensus: Fikir birliği, ortak görüş, oybirliği
Consequence: Sonuç
Consternation: Şaşkınlık, hayret, afallama
Constituent: Bileşen, oluşturan parçalardan her biri
Contention: Kavga, çekişme, tartışma
Contest: Yarışma, müsabaka
Continent: Kıta,
Contour: Eşyükselti eğrisi, dış çizgiler
Contrast: Kontrast, zıtlık, tezat, çelişki
Controversy: Tartışma, çekişme, anlaşmazlık
Convection: Konveksiyon, ısı yayma
Conversion: Değiştirme, dönüştürme
Corporation: Şirket, kurum
Corrosion: Aşındırma, korozyon, aşınma
Council: Meclis, kurul, konsey, yönetim kurulu
Countermeasure: Önlem, karşı önlem
Counterpart: Benzer, eş, meslektaş
County: İlçe, il, vilâyet
Court: Mahkeme
Craft: Marifet, hüner, sanat, kurnazlık, uçak
Credibility: Güvenilirlik
Credit: Kredi, geri ödenme
Cretaceous: Tebeşirli, mezozoik
Crevice: Çatlak, yarık, gedik
Crew: Mürettebat
Crick: Adale kasılması, tutulma
Crisis: Buhran, kriz, bunalım
Crop: Ekin, ürün, mahsul
Crust: Kabuk, kuru ekmek; tortu
Culmination: Doruk, zirve
Culprit: Suçlu, zanlı, sanık
Curriculum: Müfredat, öğretim programı
Dairy: Süthane, mandıra
Dam: Baraj, hazne, engel
Date: Tarih
Dawn: Şafak
Deal: Anlaşma, davranış, pazarlık
Debris: Enkaz, döküntü, yıkıntı
Decade: On yıl
Deception: Kandırma, aldatma, dalavere
Deciduous: Dökülen, yaprak döken
Decision: Karar, hüküm
Defect: Eksiklik, kusur, noksan, özür
Defence: Savunma, davalı
Deficiency: Eksiklik
Deforestation: Ağaçları yok etme, ormansızlaştırma
Deformation: Biçimsizleştirme; bozulma, sakatlık
Deformity: Şekil bozukluğu, biçimsizlik
Degree: Derece
Density: Yoğunluk, sıkışıklık; kalınlık
Deposit: Depozito, teminat, emanet
Desalination: Tuzdan arındırma
Desert: Çöl, bozkır, ıssız yer
Detail: Ayrıntı, detay, detaylar
Detention: Alıkoyma; gözaltına alma, tutuklama
Detonator: Ateşleyici parça, patlatıcı, fitil
Device: Alet, hile, oyun; arma
Dimension: Boyut, ebat, ölçü
Disaster: Felaket
Discrepancy: Çelişki, uyuşmazlık, farklılık
Discretion: İhtiyat, tedbir ,takdir
Disease: Hastalık, rahatsızlık
Disfavor: Beğenilmeme, hoşlanılmama
Disorder: Keşmekeş, kargaşa, karışıklık
Disrepute: Kötü şöhret, adı çıkmışlık, itibarsızlık
Distance: Mesafe, uzaklık
Diversity: Farklılık, başkalık, çeşitlilik
Donor: Bağışta bulunan kimse, verici
Doom: Kör talih, kader, alın yazısı
Dormancy: Uyku hali, uyuşukluk
Doubt: Şüphe, kuşku, tereddüt
Downfall: Çökme, düşme, yıkılma
Draught: Cereyan, hava akımı
Drawback: Engel, sakınca; vergi iadesi
Droplet: Damlacık
Drought: Kıtlık, darlık, kuraklık
Drug: İlaç
Duct: Tüp, boru, kanal
Durability: Devamlılık, dayanıklılık, sağlamlık
Duty: Vazife, görev, nöbet
Earth: Dünya, yeryüzü, toprak, kara
Earthquake: Deprem
Edge: Kenar, uç, ağız
Effect: Etki, tesir, netice
Effort: Çaba, gayret, girişim
Effusion: Akıtma, içini dökme, akma
Emblem: Amblem, simge, sembol
Emergency: Acil durum, acil vaka
Enemy: Düşman
Engine: Motor, makine, lokomotif
Enthusiasm: Gayret, heyecan, şevk
Entry: Giriş, kayıt
Environment: Çevre
Epoch: Devir, çağ, dönem
Equilibrium: Denklik, denge, tarafsızlık
Era: Devir, çağ, zaman
Error: Yanlış, hata, yanlışlık
Escalation: Yükselme, pahalanma
Event: Olay
Evidence: Tanık, delil, kanıt
Evolution: Evrim, gelişim, açılma
Excess: Aşırılık, aşırıya kaçma, fazlalık
Excursion: Gezi, gezinti
Expedition: Sefer, sevk, acele, çabukluk
Expenditure: Masraf, harcama
Expense: Harcama, masraf, gider
Experience: Tecrübe, deneyim, pratik
Extent: Alan, boyut, kapsam
Fabric: Kumaş, bez, dokuma
Facility: Yetenek, ustalık, imkân
Fall: Sonbahar
Fame: Şöhret, ün, ad, nam
Fashion: Moda, adet, tarz
Fate: Kader, kısmet, alın yazısı
Fatigue: Yorgunluk, zahmet
Fault: Hata, yanlış, kabahat
Feasibility: Uygulanabilirlik, yapılabilirlik, fizibilite
Feat: Kahramanlık, olağanüstü başarı
Fermentation: Mayalanma, fermantasyon
Fertilizer: Gübre
Fever: Ateş, humma, hararet
Figure: Figür, şekil, vücut yapısı, tip
Fire: Yangın, ateş
Fissure: Çatlak, yarık, çatlama
Fixture: Demirbaş, tesisat, fikstür
Flame: Alev
Flavour: Tat
Flaw: Kusur, defo, hata
Flesh: Et, vücut, beden
Flood: Sel
Fluid: Sıvı, akışkan
Follicle: Folikül, bezcik, saç kökü
Forecast: Tahmin
Fragment: Parça, kırıntı, bölüm
Frame: Çerçeve, çatı, şasi
Frigid: Buz gibi, çok soğuk, duygusuz
Fringe: Saçak, püskül, perçem
Fulcrum: Dayanak, destek noktası
Fund: Fon, sermaye, para kaynağı
Furnace: Ocak, fırın
Gadget: Küçük alet, ıvır zıvır, zımbırtı
Gang: Ekip, grup, çete
Gap: Boşluk, aralık
Gate: Dış kapı
Gear: Vites, dişli, takım
Germicide: Mikrop öldürücü ilaç, antiseptik madde
Gestation: Gebelik süresi, gebelik dönemi
Gift: Hediye, armağan, doğuştan yetenek
Glacier: Buzul
Glue: Yapıştırıcı, zamk, tutkal
Goal: Amaç, hedef, gol
Grain: Tane, tahıl, tanecik, zerre
Grid: Izgara, parmaklık, şebeke
Groove: Yiv, oluk, çizgi
Ground: Toprak, zemin, yer
Grove: Koru, ağaçlık
Guard: Koruma, bekçi
Gun: Silâh, top, tüfek
Habit: Alışkanlık, adet, huy
Habitat: Doğal ortam, yetişme ortamı
Handicap: Engel, mahzur, elverişsiz durum
Harbour: Liman
Hatch: Kapak, ambar kapağı
Hazard: Risk, tehlike
Heat: Sıcaklık, hararet, ısı
Heaven: Gökyüzü, sema, cennet
Hibernation: Kış uykusu, kışı geçirme
Highway: Anayol, ekspres yol, otoban
Hint: İma, ipucu, tavsiye, fikir
Hole: Delik, çukur, oyuk
Household: Ev halkı
Hurricane: Kasırga
Impact: Darbe, etki, şok
Imperfection: Eksiklik, kusur, hata
Impetus: Hız, şiddet, dürtü, güdü
Implication: İma etme, bulaştırma, içerme
Incentive: Dürtü, güdü, isteklendirme, teşvik
Incidence: Rastlantı, tesadüf, isabet, olma oranı
Incident: Olay, hadise
Individual: Kişi, birey
Infancy: Bebeklik, çocukluk
Infrastructure: Altyapı
Injury: Yara, zarar, hasar
Innovation: Yenilik, değişiklik, icat, buluş
Insect: Böcek
Instance: Örnek, misal, durum
Instinct: İçgüdü, sezgi, yetenek
Insulin: Ensülin
Intensity: Şiddet, gerilim, güç, yoğunluk
Intention: Niyet, maksat, plan
Intrigue: Entrika, dolap, fesat
Isolation: Ayırma, izolasyon, ayrı durma
Journal: Bülten, gazete, dergi
Journey: Seyahat, yolculuk
Jungle: Orman, sık orman
Kettle: Çaydanlık
Kind: Çeşit, tür, cins
Kingdom: Krallık, kraliyet
Knowledge: Bilgi
Labour: Hizmet, emek, işgücü
Lack: Eksiklik, noksan, yokluk
Land: Kara, toprak
Landscape: Manzara
Lattice: Kafes
Layer: Tabaka, katman
Lecture: Ders, konferans
Legacy: Kalıt, miras
Legend: Efsane
Licence: Lisans, ruhsat, ehliyet
Likelihood: Olasılık, ihtimal
Limb: Uzuv, kol, bacak
Lineage: Soy, köken, nesil, sülale
Livestock: Çiftlik hayvanları
Log: Kütük, tomruk, parakete
Luxury: Lüks
Magnet: Mıknatıs, çekim alanı
Magnitude: Büyüklük, önem
Mankind: İnsan soyu, insanlık, erkekler
Manner: Tarz, biçim, yol, davranış
Manure: Gübre
Manuscript: El yazması
Mate: Eş, arkadaş, ortak, mat
Merit: Değer, meziyet
Mess: Karışıklık, dağınıklık
Migration: Göç, göçme
Mind: Akıl, us, zihin, bellek
Miracle: Mucize, harika, keramet
Miss: Hanım, bayan (evlenmemiş)
Mission: Görev, iş, vazife, misyon
Mistake: Yanlış, hata
Moisture: Islaklık, nem, rutubet
Motion: Hareket, devinim, önerge
Motive: Neden, güdü, dürtü
Mud: Çamur
Nation: Millet, ulus
Nomenclature: Terminoloji, adlar dizini, isimler
Note: İşaret, belirti, not
Notion: Kavram, fikir, görüş
Novelty: Yenilik, acayiplik, tuhaflık
Nuisance: Sıkıntı, dert, belâ, baş belâsı
Nutrition: Besin, gıda, beslenme
Obligation: Minnet, zorunluluk, yükümlülük
Obstacle: Engel, mani
Occasion: Fırsat, ortam, durum
Odour: Koku
Opacity: Saydam olmayış, şeffaf olmayış, anlaşılmazlık
Opinion: Fikir, düşünce, kanı
Opponent: Aleyhtar, düşman, rakip
Opportunity: Fırsat, uygun durum, şans
Organization: Organizasyon, örgüt, örgütlenme
Origin: Kök, köken, başlangıç
Ornament: Süs, takı, aksesuar
Oscillation: Salınım, sallanma, titreşim
Outbreak: Patlak verme, salgın, isyan
Outcome: Sonuç, son
Outlay: Harcamalar, giderler, harcama
Outlet: Çıkış, yol, ağız,eser,çalışma,görev,
Output: Çıktı, çıkış gücü, verim, üretim
Outset: Başlangıç, baş
Overview: Genel bakış, kısaca gözden geçirme
Particle: Tanecik, molekül, parçacık
Passion: Hırs, ihtiras, tutku
Path: Yol, patika
Pattern: Örnek, eşantiyon, şablon
Peace: Barış, sulh, huzur, rahat
Peak: Zirve, doruk, tepe
Pedestrian: Yaya
Percentage: Yüzde, yüzdesi, oran
Perception: Algılama, idrak, algı
Pessimistic: Kötümser, karamsar, pesimisttik
Pesticide: Böcek zehri, zararlı bitki zehri
Phase: Safha, evre, faz, aşama
Phenomenon: Olgu, fenomen, algılanabilen şey
Phrase: Deyiş, ifade, tabir
Pistol: Tabanca
Plant: Bitki
Plug: Priz, tıpa, tıkaç, fiş
Poison: Zehir
Pole: Kutup
Policy: Politika, siyaset
Polish: Polonyalı, polonyaca
Pond: Gölet, gölcük, havuz
Population: Nüfus
Port: Liman
Possibility: Olasılık, ihtimal, olanak
Posterity: Gelecek kuşaklar, soy, nesil
Pouch: Kese, torba, torbacık
Practice: Pratik, idman
Precaution: Önlem, tedbir
Preface: Önsöz
Preference: Tercih, yeğ tutma
Prejudice: Önyargı, peşin hüküm
Presence: Varlık, varoluş, tavır
Present: Hediye
Pressure: Baskı, zorlama, sıkıntı
Prestige: Prestij, saygınlık, itibar
Prey: Hayvanın avı
Price: Fiyat
Principle: Prensip, ana, esas
Priority: Kıdem, öncelik
Privacy: Mahremiyet, kişiye özellik
Prize: Ödül, mükâfat, ikramiye
Probability: Olasılık, ihtimal
Process: Yöntem, işlem, süreç
Product: Ürün, mahsul, sonuç
Production: Üretme, üretim, yapım
Profession: İş, uzmanlık alanı, meslek
Profile: Profil, yüzün yandan görünüşü, kesit
Profit: Kâr, kazanç, getiri
Prohibition: Yasaklama, yasak
Project: Proje, tasarı, plan
Proliferation: Çoğalma, üreme, tomurcuktan üreme
Proof: Kanıt, delil, ispat
Property: Eşya, emlâk, mal, mülk
Proportion: Oran, nispet, pay, kesim
Proposal: Öneri, teklif, evlenme teklifi
Prospect: Beklenti, olasılık, umut
Prosperity: Zenginlik, refah, bolluk
Protection: Koruma, muhafaza, himaye
Proximity: Yakınlık, yakın olma
Psychology: Psikoloji, ruhbilim
Public: Kamu, kamusal, halk
Publication: Yayınlama, yayın, neşriyat
Publicity: Tanıtım, tanıtma, reklâm
Pulley: Makara, palanga, kasnak
Pulse: Nabız, nabız atışı
Punishment: Ceza, cezalandırma, sert davranma
Purpose: Amaç, maksat, niyet
Quality: Nitelik, kalite, vasıf
Quantity: Nicelik, miktar, sayı
Quarter: Çeyrek, dörtte birlik bölüm
Quest: Arama, araştırma, soruşturma
Rage: Öfke, gazap
Range: Sıra, dizi, mesafe
Rate: Oran, kur, rayiç,ücret,fiyat
Ray: Işın, ışık huzmesi, iz
Reality: Gerçeklik, realite, gerçek
Reconnaissance: Keşif, arama
Record: Kayıt, kaset
Recovery: İyileşme, düzelme
Reduction: İndirim, düşürme, azalma
Region: Bölge, yöre
Relationship: İlişki, ilgi, bağ
Relative: Akraba
Relief: Rahatlama, sıkıntıdan kurtulma
Remedy: İlaç, tedavi, deva, çare
Remnant: Artık, kalıntı, bakiye
Reptile: Sürüngen
Reputation: Ün, ad, şöhret, itibar
Residue: Artık, kalan, kalıntı
Resolution: Niyet, karar, önerge
Resort: Dinlenme yeri, mesire, tatil yeri
Resource: Kaynak, çare
Response: Cevap, yanıt, tepki
Responsibility: Sorumluluk, mesuliyet, yükümlülük
Result: Sonuç, netice, son
Revolution: Devir, devrim, ihtilal
Rival: Rakip, hasım
Role: Rol
Roof: Çatı, dam, motor kapağı
Root: Kök, köken, kaynak
Route: Rota, yol, hat, güzergâh
Sale: İndirim, satış
Salinity: Tuzluluk, tuzluluk oranı
Sample: Örnek, eşantiyon, numune
Satellite: Uydu
Scale: Ölçek, kefe, terazi gözü
Scent: Koku, esans, güzel koku
Schedule: Tarife, şift, program
Scientist: Bilim insanı
Scope: Kapsam, niyet, amaç
Screen: Ekran, perde
Scrutiny: Dikkatli inceleme
Section: Bölge, bölüm
Sector: Sektör, işkolu, bölge
Security: Güvenlik, emniyet
Sediment: Tortu, çökelti, telve
Seed: Tohum, çekirdek, tane
Sequence: Dizi, seri, sıra, art arda sıralama
Service: Servis, hizmet, görev
Settlement: Yerleşme, anlaşma
Sewage: Lağım suyu, lağım pisliği, kanalizasyon
Shade: Gölge, gölgelik
Sheet: Çarşaf
Shell: Kabuk, deniz kabuğu
Shield: Kalkan, siper, zırh, koruma
Ship: Gemi
Shore: Sahil, deniz kıyısı, deniz kenarı
Shortage: Yokluk, eksiklik, açık, kıtlık
Shortcoming: Noksan, eksiklik, kusur
Sickness: Hastalık, bulantı
Sight: Görme, görme yeteneği, görüş
Sign: İmza, işaret
Significance: Anlam, önem
Similarity: Benzerlik
Skill: Beceri, ustalık, hüner
Skin: Cilt, deri
Soccer: Futbol
Soil: Toprak
Solid: Katı, sert, sağlam
Solution: Çıkar yol, eriyik, çözüm
Sort: Tür, çeşit, sınıf
Source: Kaynak, kaynakça, memba
Space: Mekân, aralık, mesafe, yer
Spacecraft: Uzay gemisi, uzay aracı
Span: Mesafe, an, kısa süre
Specialist: Uzman doktor, uzman
Species: Çeşit, tür, cins
Spectrum: Spektrum, tayf
Spirit: Ruh, can, maneviyat
Spite: Nispet, kin, garez,inat
Spore: Spor, kaynak, köken
Spot: Nokta, benek, leke
Spring: İlkbahar, bahar
Square: Kare
Staff: Personel, kadro, kurmay
Stake: Ortaya konan para, bahis
Starvation: Açlık, açlıktan kıvranma
Stem: Sap, gövde
Stereotype: Klişe, basmakalıp söz
Stock: Stok, malzeme, sermaye, varlık
Stomach: Mide, karın
Storage: Depo, ambar, depolama, saklama
Storey: Kat
Storm: Fırtına
Story: Makale, öykü, hikâye
Strain: Özellik, soy, ırk, yük
Strap: Kayış, kemer, tasma, şerit
Strategy: Strateji, taktik, savaş bilimi
Streak: Işın, şimşek, düzensiz çizgi, damar
Stream: Akarsu, çay, dere, akın
Strength: Güç, kuvvet, derman
Stretch: Uzatmak, germek, yaymak
Structure: Yapı, bünye, bina
Stuff: Şey, eşya, madde, hammadde
Subject: Konu, ders
Submarine: Denizaltı
Subsidy: Devlet desteği, para yardımı
Substance: Madde, cisim
Substitute: Yerine geçirmek, yerini almak
Substratum: Temel, alt tabaka, taban
Success: Başarı
Successive: Üst üste olan, peş peşe, ardışık
Suit: Takım elbise
Sum: Toplam, tutar, adet, yekun
Sunlight: Güneş ışığı
Superpower: Süper devlet, süper güç
Superstition: Batıl inanç, hurafe
Supplement: Ek, ilave, tamamlayıcı
Surface: Yüzey, dış görünüş
Surgeon: Cerrah, operatör
Surveillance: Gözetim, gözetleme, gözaltı
Swamp: Bataklık
Sympathy: Sempati, sevgi, ilgi, acıma
Symptom: Semptom, bulgu, belirti
Synthesis: Sentez, bireşim
Tale: Hikaye, masal
Talent: Marifet, yetenek, kabiliyet
Target: Hedef, nişan, amaç
Task: Görev, iş, külfet
Tear: Göz yaşı
Technique: Teknik, yöntem, usul
Tendency: Eğilim, meyil
Tension: Gerilim, gerginlik
Term: Dönem, terim
Terrain: Yer, arazi
Territory: Arazi, bölge, toprak
Textile: Tekstil, dokuma
Thread: İplik, tel, lif
Threat: Korkutma, tehdit, gözdağı
Threshold: Eşik, eğik
Thunderstorm: Sağanak, gök gürültülü fırtına
Tide: Cereyan, gelgit, met cezir
Tile: Kiremit, fayans, çini
Timber: Kereste, kerestelik ağaç
Tissue: Doku, ince kumaş, ince kâğıt
Topic: Konu, mesele, mevzu
Torch: Meşale, cep feneri, el feneri
Tornado: Kasırga, hortum
Toxin: Toksin
Track: İz, patika, koşu yolu
Tract: Sistem
Trade: Ticaret, iş, alım satım
Tradition: Gelenek, adet, sünnet
Train: Tren
Trait: Özellik, kişisel özellik
Transaction: İşlem, muamele, alakadar olmak
Treasure: Hazine, define, servet
Treaty: Antlaşma, mukavele
Tremor: Çarpıntı, sarsıntı, titreme
Trench: Hendek, çukur, siper
Trend: Eğilim, yön, gidiş
Trial: Mahkeme, duruşma
Trip: Gezi, gezinti, seyahat
Triumph: Zafer, başarı, utku
Truth: Gerçek, hakikat, doğruluk
Typhoon: Tayfun, kasırga
Union: Sendika, birlik
Validity: Geçerlik, yasallık, sağlamlık
Value: Değer, kıymet, önem
Variety: Çeşitlilik
Vein: Toplardamar, damar
Velocity: Hız, sürat
Verge: Sınır, eşik, kenar
Vessel: Damar, kanal, gemi
Vicinity: Civar, çevre, etraf
Victory: Zafer, utku, galibiyet
View: Görüş, manzara
Violence: Şiddet, zorbalık
Visibility: Görünebilme, görünürlük, görüş mesafesi
Vision: Görme, vizyon, görme gücü
Vitality: Yaşama gücü, dayanma gücü
Voyage: Yolculuk, seyahat, sefer
Weapon: Silâh
Weed: Yabani ot
Wheat: Buğday
Wheel: Tekerlek, direksiyon
Whirlwind: Hortum, kasırga, hızlı tip
Wilderness: Kır, çöl, sahra, el değmemiş yer
Will: Azim, irade, istek, arzu
Wing: Kanat, burun kanadı, ek bina
Wire: Telden yapılmış, tel
Wound: Yara, bere
Wreck: Enkaz
Yeast: Maya, köpük, coşku
Zone: Bölge, kuşak, mıntıka
YökDil Fen Bilimleri Kelime Listeleri
Garanti Sistemimiz

Ücret İadeli Eğitim Modeli

Ücret İadeli Eğitim Modeli
% 100 Başarı Garantili Eğitim
Eğitim Sistemimiz

% 100 Başarı Garantili Eğitim

Ders
Örnekleri

Önce Tüm Sistemi Keşfet!

Önce Tüm Sistemi Keşfet!
Hedeflediğiniz Skora Ulaşamazsanız
Ödediğiniz Ücretin Tamamını İade Ediyoruz!
Ücretsiz Üye Ol & Dene
İletişim Merkezi (09.00-22.00)

Çağrı Merkezi: 0(850) 302 6 715
Telefon: 0(312) 911 37 15
WhatsApp: 0(546) 855 0 715
E-posta: destek(@)uzmandil(.)com
Adres: Hacettepe İvedik OSB. Teknokenti 1368. Cadde No.61, 4. Kat Ofis No: 32 İvedik / ANKARA

UzmanDil Ailesi