YOKDİL Sosyal Bilimleri Sınavında Çıkmış Noun (İsim) Kelime Listesi
Abortion: Kürtaj, düşük, bebek aldırma
Absence: Yokluk, bulunmama
Accord: Uyum, anlaşma, uzlaşma
Account: Açıklama, hesap
Addition: Ek, ilave
Adherent: Taraftar
Administration: Yönetim, idare, idarecilik
Admiration: Hayranlık, beğeni, takdir
Adolescence: Ergenlik
Adult: Yetişkin
Adulthood: Yetişkinlik, erginlik, reşitlik
Advantage: Avantaj, üstünlük, yarar
Adventure: Macera
Advice: Öğüt, nasihat, tavsiye
Aftermath: Sonuç, akıbet
Agency: Ajans, acente, aracılık
Agent: Etken, vasıta
Agreement: Anlaşma, antlaşma, pakt, uyuşma
Aim: Amaç, gaye, emel
Aircraft: Uçak, uçaklar
Amnesty: Genel af, af
Ancestor: Ata, cet
Antiquity: Antikalık, eskilik, eski uygarlık
Apathy: Duygusuzluk, hissizlik, ilgisizlik
Apprentice: Çırak, acemi
Area: Alan, bölge, yüzölçümü
Army: Ordu
Article: Makale, yazı
Ascent: Yükselme, bayır, çıkış
Ash: Kül
Aspect: Görünüş, görünüm, durum
Assembly: Toplantı, kongre
Association: Birleşme, ortaklık, işbirliği, dernek
Assumption: Farz etme, sanı
Attitude: Durum, tavır, vaziyet
Audience: İzleyici, dinleyici
Authority: Otorite, yetki, yetki belgesi
Background: Özgeçmiş, geçmiş deneyimler
Base: Kök, temel, dayanak
Battlefield: Savaş alanı
Belief: İnanç, iman, güven
Benefit: Yarar, fayda, çıkar
Blanket: Battaniye, örtü
Bone: Kemik, kılçık
Brain: Beyin
Branch: Dal, şube
Breadth: Genişlik, en; saha
Bronze: Bronz, tunç, bronz
Budget: Bütçe
Burglary: Hırsızlık
Candidate: Aday
Canopy: Kubbe, örtü, paraşüt
Capacity: Kapasite, hacim, verim
Cast: Oyuncu kadrosu
Castle: Kale
Caution: Dikkat, ikaz, uyarı
Census: Nüfus sayımı, sayım
Chain: Dizi, silsile,zincir
Chairman: Başkan, reis
Chamber: Oda, yatak odası, büro
Chance: Olasılık, ihtimal, şans
Charge: Sorumluluk, yükleme, suçlama
Citizen: Vatandaş, yurttaş
Clarity: Açıklık, berraklık, duruluk
Clay: Kil, toprak, çamur
Climate: İklim, hava, bölge
Climax: Doruk, zirve, dönüm noktası
Cluster: Salkım, demet, grup
Coal: Kömür, maden kömürü
Coalition: Koalisyon, birleşme
Coast: Sahil
Colleague: Meslektaş, iş arkadaşı
Combat: Savaş, mücadele, çarpışma
Commerce: Ticaret, iş, alım satım
Commission: Komisyon, görev, vazife
Commodity: Eşya, mal, emtia,madde,ürün
Complexity: Güçlük, zorluk, karışıklık
Component: Parça, eleman, bileşen
Concept: Fikir, görüş, kavram
Concern: İlgi, alâka, endişe
Confidence: Güven, inanç, itimat, kendine güven
Conflict: Anlaşmazlık, çekişme, çarpışma,
Congress: Toplantı, kongre
Conjunction: Bağlaç
Conscience: Vicdan, inanç
Consensus: Fikir birliği, ortak görüş, oybirliği
Consequence: Sonuç
Conservative: Tutucu, muhafazakâr
Conspiracy: Komplo, gizli anlaşma, suikast
Consumption: Tüketim, bitirme, harcama
Contest: Yarışma, müsabaka
Context: Bağlam, sözün gelişi, kaynak
Continent: Kıta,
Contrast: Kontrast, zıtlık, tezat, çelişki
Controversy: Tartışma, çekişme, anlaşmazlık
Convention: Toplantı, kongre, toplama
Conversation: Konuşma
Core: İç, öz, çekirdek
Corporation: Şirket, kurum
Correlation: Bağıntı, ilişki, korelasyon
Corruption: Bozulma, çürüme, yozlaşma, yolsuzluk
Council: Meclis, kurul, konsey, yönetim kurulu
Counterpart: Benzer, eş, meslektaş
County: İlçe, il, vilâyet
Courage: Cesaret, yüreklilik, yiğitlik
Craft: Marifet, hüner, sanat, kurnazlık, uçak
Credibility: Güvenilirlik
Credit: Kredi, geri ödenme
Crime: Suç
Culmination: Doruk, zirve
Curiosity: Merak, ilgi, ilginç şey
Curricula: Müfredat, öğretim programı
Dawn: Şafak
Debris: Enkaz, döküntü, yıkıntı
Debt: Borç, borçlu olma
Decade: On yıl
Deception: Kandırma, aldatma, dalavere
Decision: Karar, hüküm
Defect: Eksiklik, kusur, noksan, özür
Defence: Savunma, davalı
Deficit: Hesap açığı, açık, eksiklik
Deforestation: Ağaçları yok etme, ormansızlaştırma
Degree: Derece
Delegate: Delege, vekil, temsilci
Depict: Resmetmek, betimlemek
Deposit: Depozito, teminat, emanet
Deputy: Temsilci, vekil, delege
Desert: Çöl, bozkır, ıssız yer
Despair: Çaresizlik, umutsuzluk
Detention: Alıkoyma; gözaltına alma, tutuklama
Device: Alet, hile, oyun; arma
Dialect: Lehçe, ağız, diyalekt
Dimension: Boyut, ebat, ölçü
Disaster: Felaket
Discrimination: Ayrıcalık yapma, fark gözetme,
Disease: Hastalık, rahatsızlık
Disorder: Keşmekeş, kargaşa, karışıklık
Disrepute: Kötü şöhret, adı çıkmışlık, itibarsızlık
Disruption: Kesilme, bozulma, parçalanma
Distribution: Dağıtım, dağılım, yayılma,
District: Bölge, havali, ilçe, semt
Diversity: Farklılık, başkalık, çeşitlilik
Doubt: Şüphe, kuşku, tereddüt
Downfall: Çökme, düşme, yıkılma
Dozen: Düzine, çok sayı
Drawback: Engel, sakınca; vergi iadesi
Drought: Kıtlık, darlık, kuraklık
Durability: Devamlılık, dayanıklılık, sağlamlık
Duration: Süreç, süre, süreklilik, devam
Dust: Toz, toz toprak
Duty: Vazife, görev, nöbet
Dynasty: Hanedan, sülale
Earthquake: Deprem
Edge: Kenar, uç, ağız
Emotion: Duygu, his, heyecan
Empire: İmparatorluk
Enemy: Düşman
Engine: Motor, makine, lokomotif
Enquiry: Soruşturma, sorgu, soru
Enterprise: Girişim, teşebbüs
Enthusiasm: Gayret, heyecan, şevk
Entrance: Antre, giriş
Entry: Giriş, kayıt
Environment: Çevre
Era: Devir, çağ, zaman
Essay: Deneme
Essence: Öz, esas, esans
Estate: Mülk, emlâk, malikâne
Event: Olay
Evolution: Evrim, gelişim, açılma
Excavation: Kazma, hafriyat, kazı
Excess: Aşırılık, aşırıya kaçma, fazlalık
Expansion: Genişleme, gelişme, büyüme
Expectation: Umma, beklenti, umut
Expenditure: Masraf, harcama
Expense: Harcama, masraf, gider
Experience: Tecrübe, deneyim, pratik
Expertise: Uzmanlık, ihtisas
Explosion: Patlama, infilak, ateş alma
Exposure: Poz, kare
Extension: Dahili hat
Extent: Alan, boyut, kapsam
Fabric: Kumaş, bez, dokuma
Facility: Yetenek, ustalık, imkân
Faith: İnanç, güven, iman, sadakat
Fame: Şöhret, ün, ad, nam
Famine: Açlık, kıtlık, sıkıntı
Fashion: Moda, adet, tarz
Fate: Kader, kısmet, alın yazısı
Fatigue: Yorgunluk, zahmet
Fault: Hata, yanlış, kabahat
Fellow: Arkadaş, adam, eş
Fertilizer: Gübre
Fiction: Düş, uydurma, kurgu
Field: Tarla
Figure: Figür, şekil, vücut yapısı, tip
Fleet: Filo, donanma, alay
Flesh: Et, vücut, beden
Fluid: Sıvı, akışkan
Folk: Halk, ahali, insanlar
Forerunner: Müjdeci, haberci, ata
Fortress: Kale, hisar
Fortune: Şans, talih, uğur, kısmet, servet
Foundation: Kuruluş, tesis, kurum, temel
Fountain: Pınar, çeşme, fıskiye,kaynak
Fringe: Saçak, püskül, perçem
Fuel: Yakıt, yakacak, benzin
Fund: Fon, sermaye, para kaynağı
Gap: Boşluk, aralık
Gender: Cinsiyet, cins
Germ: Mikrop, bakteri, virüs
Glory: Şan, şeref, ün, ihtişam
Goal: Amaç, hedef, gol
Grade: Derece, aşama, basamak
Grain: Tane, tahıl, tanecik, zerre
Ground: Toprak, zemin, yer
Guard: Koruma, bekçi
Guidance: Rehberlik, kılavuzluk, yol gösterme
Guilt: Suç, kabahat, suçluluk
Habit: Alışkanlık, adet, huy
Habitat: Doğal ortam, yetişme ortamı
Hall: Salon, antre
Hand: El
Harbour: Liman
Hardship: Zorluk, güçlük, sıkıntı
Headquarters: Merkezi büro
Heat: Sıcaklık, hararet, ısı
Heaven: Gökyüzü, sema, cennet
Heritage: Miras, kalıt
Hint: İma, ipucu, tavsiye, fikir
Horror: Dehşet, korku, nefret
Hostility: Düşmanlık, karşıtlık, muhalefet
Household: Ev halkı
Housing: Barınma, konut, konumlandırma
Identification: Tanıma, teşhis, kimlik
Identity: Kimlik
Immediacy: Dolaysızlık, yakınlık, doğrudanlık
Immigrant: Göçmen
Impact: Darbe, etki, şok
Impetus: Hız, şiddet, dürtü, güdü
Incentive: Dürtü, güdü, isteklendirme, teşvik
Incidence: Rastlantı, tesadüf, isabet, olma oranı
Incident: Olay, hadise
Income: Gelir, kazanç, bütçe
Individual: Kişi, birey
Inequality: Eşitsizlik, farklılık, değişkenlik
Inflation: Enflasyon, şişkinlik, şişirme
Infrastructure: Altyapı
Inhabitant: Oturan, sakin, yerli
Innovation: Yenilik, değişiklik, icat, buluş
Inquiry: Sorgu, soruşturma, anket
Instance: Örnek, misal, durum
Instinct: İçgüdü, sezgi, yetenek
Integrity: Tamlık, bütünlük, sağlamlık
Intellect: Akıl, zihin gücü, idrak kabiliyeti
Intensity: Şiddet, gerilim, güç, yoğunluk
Intent: Niyet, maksat, amaç
Intention: Niyet, maksat, plan
Interaction: Etkileşim, birbirini etkileme
Isolation: Ayırma, izolasyon, ayrı durma
Joke: Şaka
Journalist: Gazeteci
Justice: Adalet, hak, yargı, dürüstlük
Kind: Çeşit, tür, cins
Kingdom: Krallık, kraliyet
Knowledge: Bilgi
Labour: Hizmet, emek, işgücü
Lack: Eksiklik, noksan, yokluk
Landscape: Manzara
Lecture: Ders, konferans
Legacy: Kalıt, miras
Legislation: Yasama, kanun yapma, mevzuat
Leisure: Boş vakit, uygun zaman
Likelihood: Olasılık, ihtimal
Lineage: Soy, köken, nesil, sülale
Livestock: Çiftlik hayvanları
Loan: Ödünç verilen şey, borç, ödünç para, kredi
Lung: Akciğer, ciğer
Luxury: Lüks
Magnificence: Görkem, ihtişam
Magnitude: Büyüklük, önem
Malnutrition: Yetersiz beslenme, beslenme bozukluğu
Manure: Gübre
Manuscript: El yazması
Merit: Değer, meziyet
Migration: Göç, göçme
Minister: Bakan, vekil
Minority: Azınlık, azlık
Misery: Sefalet, yoksulluk, acı
Miss: Hanım, bayan (evlenmemiş)
Mission: Görev, iş, vazife, misyon
Mistake: Yanlış, hata
Monument: Anıt, abide
Mood: Ruh hali, hava
Motive: Neden, güdü, dürtü
Murder: Cinayet, adam öldürme
Narrative: Hikâye, öykü, hikâye anlatma
Nation: Millet, ulus
Note: İşaret, belirti, not
Notion: Kavram, fikir, görüş
Novelty: Yenilik, acayiplik, tuhaflık
Obligation: Minnet, zorunluluk, yükümlülük
Obstacle: Engel, mani
Occasion: Fırsat, ortam, durum
Occupation: Uğraş, iş, meşguliyet
Offence: Suç, saldırı, gücenme
Opportunity: Fırsat, uygun durum, şans
Organization: Organizasyon, örgüt, örgütlenme
Origin: Kök, köken, başlangıç
Outbreak: Patlak verme, salgın, isyan
Outcome: Sonuç, son
Outlet: Çıkış, yol, ağız,eser,çalışma,görev,
Outlook: Görünüm, görünüş, görüntü,bakış açısı,görüş açısı
Output: Çıktı, çıkış gücü, verim, üretim
Outset: Başlangıç, baş
Pact: Pakt, anlaşma, sözleşme
Participant: Katılımcı, iştirakçi
Partition: Bölme, ayırma, taksim etme
Path: Yol, patika
Pattern: Örnek, eşantiyon, şablon
Peace: Barış, sulh, huzur, rahat
Peak: Zirve, doruk, tepe
Pearl: İnci, sedef
Peasant: Köylü
Penalty: Ceza, para cezası, penaltı
Perception: Algılama, idrak, algı
Pessimistic: Kötümser, karamsar, pesimisttik
Phase: Safha, evre, faz, aşama
Phenomenon: Olgu, fenomen, algılanabilen şey
Phrase: Deyiş, ifade, tabir
Pity: Merhamet, acıma, acınacak şey, üzücü
Plague: Veba, belâ, felâket, dert
Plant: Bitki
Plot: Komplo, entrika, fesat
Pole: Kutup
Populous: Yoğun nüfuslu, kalabalık
Port: Liman
Portrait: Portre, vesikalık fotoğraf
Possibility: Olasılık, ihtimal, olanak
Posterity: Gelecek kuşaklar, soy, nesil
Practice: Pratik, idman
Precaution: Önlem, tedbir
Presence: Varlık, varoluş, tavır
Pressure: Baskı, zorlama, sıkıntı
Prestige: Prestij, saygınlık, itibar
Prey: Hayvanın avı
Principle: Prensip, ana, esas
Priority: Kıdem, öncelik
Prize: Ödül, mükâfat, ikramiye
Procedure: Prosedür, işlem, usul, muamele
Process: Yöntem, işlem, süreç
Profit: Kâr, kazanç, getiri
Property: Eşya, emlâk, mal, mülk
Proportion: Oran, nispet, pay, kesim
Proposal: Öneri, teklif, evlenme teklifi
Prosperity: Zenginlik, refah, bolluk
Protection: Koruma, muhafaza, himaye
Psyche: Ruh, akıl
Publication: Yayınlama, yayın, neşriyat
Publicity: Tanıtım, tanıtma, reklâm
Punishment: Ceza, cezalandırma, sert davranma
Purpose: Amaç, maksat, niyet
Pursuit: Kovalama, takip, araştırma
Quantity: Nicelik, miktar, sayı
Quintessence: Öz, en özlü kısım, özünün özü
Race: Yarış, ırk
Rage: Öfke, gazap
Range: Sıra, dizi, mesafe
Reality: Gerçeklik, realite, gerçek
Recession: Gerileme, durgunluk
Reconnaissance: Keşif, arama
Record: Kayıt, kaset
Recovery: İyileşme, düzelme
Reduction: İndirim, düşürme, azalma
Regime: Rejim, yönetim şekli, düzen
Regulation: Düzenleme, düzene sokma, ayarlama,yasa,yönetmenlik
Reliance: Güven, inanç, itimat
Relief: Rahatlama, sıkıntıdan kurtulma
Religion: Din, inanç
Replica: Kopya, tıpatıp aynı, eşi
Reputation: Ün, ad, şöhret, itibar
Repute: Ün, şöhret, ad, isim
Resident: Oturan, ikamet eden kimse
Resort: Dinlenme yeri, mesire, tatil yeri
Resource: Kaynak, çare
Response: Cevap, yanıt, tepki
Responsibility: Sorumluluk, mesuliyet, yükümlülük
Restraint: Baskı, kısıtlama, engel
Retail: Perakende satış, perakendecilik
Revelation: Açığa çıkarma, vahiy
Revenue: Gelir, devlet geliri
Revolution: Devir, devrim, ihtilal
Reward: Ödül, mükâfat
Rival: Rakip, hasım
Roof: Çatı, dam, motor kapağı
Route: Rota, yol, hat, güzergâh
Row: Sıra, dizi ,tartışma
Saint: Aziz, evliya
Sake: Hatır
Salary: Maaş, aylık
Sale: İndirim, satış
Sample: Örnek, eşantiyon, numune
Sanctuary: Sığınak, tapınak
Satisfaction: Tatmin, memnuniyet, hoşnutluk
Savage: Vahşi, yabani, ciddi
Scale: Ölçek, kefe, terazi gözü
Scene: Olay yeri, sahne
Scent: Koku, esans, güzel koku
Schedule: Tarife, şift, program
Scholarship: Burs, öğrenim
Scientist: Bilim insanı
Scope: Kapsam, niyet, amaç
Screen: Ekran, perde
Script: El yazısı, senaryo
Sculpture: Heykel, heykelcik, heykeltıraşlık
Section: Bölge, bölüm
Sector: Sektör, işkolu, bölge
Security: Güvenlik, emniyet
Segment: Parça, kesim
Sentiment: Hassaslık, duyarlılık, duygusallık
Sequence: Dizi, seri, sıra, art arda sıralama
Settlement: Yerleşme, anlaşma
Sewage: Lağım suyu, lağım pisliği, kanalizasyon
Shade: Gölge, gölgelik
Ship: Gemi
Shore: Sahil, deniz kıyısı, deniz kenarı
Shortage: Yokluk, eksiklik, açık, kıtlık
Sight: Görme, görme yeteneği, görüş
Significance: Anlam, önem
Similarity: Benzerlik
Skill: Beceri, ustalık, hüner
Skull: Kafatası, kurukafa
Slave: Köle
Soil: Toprak
Solid: Katı, sert, sağlam
Solidarity: Dayanışma, birlik, beraberlik
Solution: Çıkar yol, eriyik, çözüm
Sort: Tür, çeşit, sınıf
Source: Kaynak, kaynakça, memba
Spectator: Seyirci, izleyici
Spectrum: Spektrum, tayf
Spirit: Ruh, can, maneviyat
Spite: Nispet, kin, garez,inat
Square: Kare
Staff: Personel, kadro, kurmay
Stagnation: Durgunluk, hareketsizlik, kesatlık
Starvation: Açlık, açlıktan kıvranma
Statue: Heykel, statü, yontu
Stature: Endam, önem, kişilik
Storey: Kat
Storm: Fırtına
Strain: Özellik, soy, ırk, yük
Strategy: Strateji, taktik, savaş bilimi
Stream: Akarsu, çay, dere, akın
Strength: Güç, kuvvet, derman
Structure: Yapı, bünye, bina
Stuff: Şey, eşya, madde, hammadde
Subconscious: Bilinçaltı
Subscription: Abone ücreti, aidat
Substance: Madde, cisim
Substitute: Yerine geçirmek, yerini almak
Success: Başarı
Successive: Üst üste olan, peş peşe, ardışık
Suicide: İntihar, intihar eden kimse
Suit: Takım elbise
Sum: Toplam, tutar, adet, yekun
Summit: Zirve, doruk, tepe nokta
Superstition: Batıl inanç, hurafe
Supporter: Destek, destekçi
Supremacy: Üstünlük, büyüklük, egemenlik
Surface: Yüzey, dış görünüş
Surge: Taşma, kabarma, dalgalanma
Surgery: Cerrahlık, ameliyathane
Tale: Hikaye, masal
Talent: Marifet, yetenek, kabiliyet
Target: Hedef, nişan, amaç
Tariff: Gümrük vergisi
Task: Görev, iş, külfet
Technique: Teknik, yöntem, usul
Temple: Tapınak, şakak
Tendency: Eğilim, meyil
Tension: Gerilim, gerginlik
Terrain: Yer, arazi
Territory: Arazi, bölge, toprak
Textile: Tekstil, dokuma
Threat: Korkutma, tehdit, gözdağı
Tile: Kiremit, fayans, çini
Timber: Kereste, kerestelik ağaç
Tomb: Kabir, mezar, lahit
Topic: Konu, mesele, mevzu
Tornado: Kasırga, hortum
Track: İz, patika, koşu yolu
Tradition: Gelenek, adet, sünnet
Train: Tren
Transaction: İşlem, muamele, alakadar olmak
Treaty: Antlaşma, mukavele
Trend: Eğilim, yön, gidiş
Trial: Mahkeme, duruşma
Trip: Gezi, gezinti, seyahat
Triumph: Zafer, başarı, utku
Value: Değer, kıymet, önem
Variety: Çeşitlilik
Velocity: Hız, sürat
Verdict: Karar, yargı, hüküm, jüri kararı
Victim: Kurban
View: Görüş, manzara
Violation: Bozma, ihlâl etme, riayet etmeme
Violence: Şiddet, zorbalık
Vision: Görme, vizyon, görme gücü
Wage: Ücret, haftalık, maaş
Weapon: Silâh
Wheat: Buğday
Wheel: Tekerlek, direksiyon
Wing: Kanat, burun kanadı, ek bina
Wire: Telden yapılmış, tel
Wisdom: Akıl, akıllılık, bilgelik
Wit: Akıl, zeka, anlayış
Wreck: Enkaz
Zone: Bölge, kuşak, mıntıka
YökDil Sosyal Bilimleri Kelime Listeleri
Garanti Sistemimiz

Ücret İadeli Eğitim Modeli

Ücret İadeli Eğitim Modeli
% 100 Başarı Garantili Eğitim
Eğitim Sistemimiz

% 100 Başarı Garantili Eğitim

Ders
Örnekleri

Önce Tüm Sistemi Keşfet!

Önce Tüm Sistemi Keşfet!
Hedeflediğiniz Skora Ulaşamazsanız
Ödediğiniz Ücretin Tamamını İade Ediyoruz!
Ücretsiz Üye Ol & Dene
İletişim Merkezi (09.00-22.00)

Çağrı Merkezi: 0(850) 302 6 715
Telefon: 0(312) 911 37 15
WhatsApp: 0(546) 855 0 715
E-posta: destek(@)uzmandil(.)com
Adres: Hacettepe İvedik OSB. Teknokenti 1368. Cadde No.61, 4. Kat Ofis No: 32 İvedik / ANKARA

UzmanDil Ailesi